İngilizcede 8 Farklı Duruş Poziyonu
Standing (Ayakta durmak)
Leaning (Yaslanmak)
- İngilizce: He was leaning against the wall, looking relaxed. Türkçe: Duvara yaslanmış, rahat görünüyordu.
- İngilizce: The tree was leaning dangerously to one side after the storm. Türkçe: Fırtınadan sonra ağaç tehlikeli bir şekilde bir tarafa doğru eğilmişti.
- Leaning - Yaslanmak
Sitting (Oturmak)
- İngilizce: They were sitting at the table, discussing their plans. Türkçe: Masada oturuyorlar, planlarını tartışıyorlardı.
- İngilizce: She found her cat sitting on the windowsill. Türkçe: Kedisini pencere kenarında otururken buldu.
Slouching (Kambur durmak)
- İngilizce: He was slouching in his chair during the meeting. Türkçe: Toplantı sırasında sandalyesinde kambur duruyordu.
- İngilizce: The teacher reminded the students not to slouch at their desks. Türkçe: Öğretmen, öğrencilere sıralarında kambur durmamaları için hatırlatma yaptı.
- Slouching - Kambur durmak
Kneeling (Diz çökmek)
- İngilizce: He was kneeling down to tie his shoe laces. Türkçe: Ayakkabı bağcıklarını bağlamak için diz çöküyordu.
- İngilizce: The gardener spent hours kneeling in the garden, weeding. Türkçe: Bahçıvan, bahçede saatlerce diz çökerek yabani otları temizledi.
- Kneeling - Diz Çökme
Squatting (Çömelmek)
- İngilizce: She was squatting down to pick up the dropped keys. Türkçe: Düşürdüğü anahtarları almak için aşağıya doğru çömeldi.
- İngilizce: The children were squatting by the pond, looking at the fish. Türkçe: Çocuklar göletin kenarında çömelmış, balıklara bakıyorlardı.
Lying (Yatış pozisyonu, sırt üstü ya da yüzüstü uzanmak )
- İngilizce: He was lying on the beach, enjoying the sun. Türkçe: Plajda yatıyor, güneşin tadını çıkarıyordu.
- İngilizce: The book was lying open on the table. Türkçe: Kitap, masanın üstünde açık bir şekilde yatıyordu.
Lying - Yatış pozisyonu
Yorumlar
Yorum Gönder