8 Duruş Pozisyonu - ingilizce + Video

  1. İngilizcede 8 Farklı Duruş Poziyonu


  2. Standing (Ayakta durmak)

    • İngilizce: She was standing at the bus stop, waiting for her ride. Türkçe: Otobüs durağında ayakta duruyordu, otobüsünü bekliyordu.
    • İngilizce: The audience gave a standing ovation after the performance. Türkçe: Seyirciler performansın ardından ayakta alkışladı.


    • Standing - Ayakta Durmak

  3. Leaning (Yaslanmak)

    • İngilizce: He was leaning against the wall, looking relaxed. Türkçe: Duvara yaslanmış, rahat görünüyordu.
    • İngilizce: The tree was leaning dangerously to one side after the storm. Türkçe: Fırtınadan sonra ağaç tehlikeli bir şekilde bir tarafa doğru eğilmişti.


    • Leaning - Yaslanmak

  4. Sitting (Oturmak)

    • İngilizce: They were sitting at the table, discussing their plans. Türkçe: Masada oturuyorlar, planlarını tartışıyorlardı.
    • İngilizce: She found her cat sitting on the windowsill. Türkçe: Kedisini pencere kenarında otururken buldu.


  5. Slouching (Kambur durmak)

    • İngilizce: He was slouching in his chair during the meeting. Türkçe: Toplantı sırasında sandalyesinde kambur duruyordu.
    • İngilizce: The teacher reminded the students not to slouch at their desks. Türkçe: Öğretmen, öğrencilere sıralarında kambur durmamaları için hatırlatma yaptı.


    • Slouching - Kambur durmak

  6. Kneeling (Diz çökmek)

    • İngilizce: He was kneeling down to tie his shoe laces. Türkçe: Ayakkabı bağcıklarını bağlamak için diz çöküyordu.
    • İngilizce: The gardener spent hours kneeling in the garden, weeding. Türkçe: Bahçıvan, bahçede saatlerce diz çökerek yabani otları temizledi.



    • Kneeling - Diz Çökme

  7. Squatting (Çömelmek)

    • İngilizce: She was squatting down to pick up the dropped keys. Türkçe: Düşürdüğü anahtarları almak için aşağıya doğru çömeldi.
    • İngilizce: The children were squatting by the pond, looking at the fish. Türkçe: Çocuklar göletin kenarında çömelmış, balıklara bakıyorlardı.


Squatting - Çömelmek ( Keko oturuşu )

  1. Lying (Yatış pozisyonu, sırt üstü ya da yüzüstü uzanmak )

    • İngilizce: He was lying on the beach, enjoying the sun. Türkçe: Plajda yatıyor, güneşin tadını çıkarıyordu.
    • İngilizce: The book was lying open on the table. Türkçe: Kitap, masanın üstünde açık bir şekilde yatıyordu.



Lying - Yatış pozisyonu 




Yorumlar